9.03.2013

Terrence Malick Üzerine


Son 1 haftadır sürüsüyle Terrence Malick okumamın ve tüm filmlerini de izlemiş olmanın verdiği öz güvenle Malick hakkında iki üç laf etme hakkını kendimde görüyorum artık. 30 yıllık sinema kariyerine topu topu 6 film sığdıran, bu filmlerin hiç birisi 'sıradan' olmayan ve bu süre zarfında tek bir söyleşi vermemiş, münzevi bir hayat süren bir sinema figürünün benim dünyama teğet geçmesini istemem açıkçası.

Baştan ifade edeyim, Malick'in sineması benim sınırlarımı aşıyor. Onun şiirsel ve sipiritüel kodlarının benim algı dünyamda karşılığı zayıf. Malick'in sinema dilini anlamam tek seferde çok ama çok zor; ama onun sinemasında her zaman için beni en derin tarafımdan yakalayan bir bilinmez güç var. Beni yakalıyor, sürüklüyor, hırpalıyor vs. yani bir şekilde algı dünyama etki ediyor.

Zaten Malick'te kimseye kolay filmler vadetmiyor. Tarkovsky, filmlerini anlamadığını söyleyen bir izleyicisini fırçalarken Malick'te umursamazlığıyla aynı şeyi yapıyor. Hep kafasına buyruk hep kendi bildiğini okuyan türden bir isim Malick.
Onu izlemek kadar onunla çalışmakta çok zor bu yüzden. Onun bir filminde oynayan Christopher Plummer artık onunla bir daha çalışmayacağını söylüyor bir söyleşisinde. Sean Penn de 'The Tree of Life'ta oynadım ama ne oynadım bende bilmiyorum' türünden açıklama yapmıştı. Malick senaryoya bağlı kalmayı sevmiyor. Saatlerce kameranın çekim yapmasını istiyor. Oyuncuları hem fiziken hemde zihinsel olarak zorluyor. Bununla ilgili anlatılan en ilginç hikaye, The Thin Red Line film çekimleri esnasında kendisinin başrol oynadığını düşünen Adrien Brody'nin filmin kurgulanmış halinde sadece bir kaç dakikalık sahnesinin olması. Buna rağmen oyuncular için hep cezbedici bir yönetmen oldu Malick. Brad Pitt'ten Sean Penn'e, Richard Gere'den Javier Bardem ve George Clooney'e kadar bir çok kalburüstü oyuncu Malickle çalıştı.


Yukarıda da yazdım Malick'in 30 yıllık sinema kariyerinde toplamda 6 filmi var. 1974 ve 78'te çektiği düşük bütçeli ve aslında sıradan konuları olan Badlands ve Days of Heaven filmlerinden birer klasik mertebesinde filmler ortaya çıkardı. Sonra 20 yıl boyunca film çekmedi. Bu esnada MIT'de felsefe dersleri verdi. 20 yıl sonra gelmiş geçmiş en güzel savaş filmlerinden birisi olan The Thin Red Line ile dönüş yaptı. 20 yıl neden film çekmedi, bu inziva döneminde neler yaptı kimseye hesap vermedi tabi ki.

Bu uzun süreçte Malick'in sineması da değişti. Onun hakkında en çok merak ettiğim konulardan birisi neden Badlands ve Days of Heaven gibi filmlerden sonra şiirsel yönü ağırlaşan filmlere yöneldiği. Son dönem filmlerinin neredeyse tamamı Allah, inanç, doğa arasında insanı elen alan filmler. Mesela The Tree of Life filminde yarım saat süren yaratılış sahnesi tüm dinlerin ilahiyat fakültelerinden izletilmeli bence. Malick'in tüm filmlerinde doğa esas karakterdir aslında, 'karakter oyuncuları sadece film esnasında orada dururlar. Malick hiç bir zaman onları öne çıkarmaz, ya karakterlerin histerileri ön plandadır ya da doğa. Malick müthiş bir görüntü yönetmeniyle çalışıyor ve tüm filmleri mutlaka görsel bir ziyafet sunuyor.

Sonuç olarak 30 yıl, 6 film, 5 tanesi başyapıt, tüm bu serüven üzerine tek bir söyleşi bile yok...

2011 Cannes film festivalinde The Tree of Life filmi basın toplantısı, elbette Malick yok. Brad Pitt'in olduğu basın toplantısından Brad Pitt'ten fazla konuşulan isim; Stalker'ın da dediği gibi Sinemanın Ozanı Terrence Malick

24.01.2013

Taşra Sıkıntısı



Türk sinemasında eksik olan sahicilik ve yerelliğe dair varsa bu sahneyle tüm eksikliği giderilmiş resmen. Büyük iş.

1.01.2013

Do you wanna see something special?

Paris, Texas


  - Sorun ne Travis?
  - Nereye gidiyoruz?
  - Uçakla Los Angles'a... Uçaktan korkmuyorsun değil mi?
  - Havadan mı gideceğiz?
  - Evet.
  - Neden?
  - Çünkü arabayla 2 gün sürer ve benim o kadar vaktim yok?
  - Neden?