27.02.2009

İskandinav Üçlemesi


Tüm yollar İskandinavlar'a mı çıkar?
Bugünlerde öyle...

Sır Kapısı- İskandinavlar Özel Bölüm
Üst komşu Dışişleri Bakanlığında görevli. Apartman girişine müsvedde niyetine bir yığın Time dergisi falan bırakmış, o dergilerin Türkiye'de kaça satıldığından haberi yok heralde. Herneyse, kapaktan seçmece yapıpı bir kaçını aldım. İlk okuduğum sayı Vikinglerle ilgili olan oldu. İhtiyaç sahibine malumat; Vikingler barbar olarak bilinmelerine rağmen aynı zamanda demokratik bir meclise sahiplermiş. Çok gelişmiş bir ticaret ağını da kontrol ediyorlarmış. Bugünkü Irak'a kadar diyeyim o genişliği kavrayın. Ve yaptıkları saldırılarla bugünkü Avrupa'nın ve hatta Avrupa Birliği'nin peydah olmasını sağlamışlar, ta 8. yüzyıllarda falan.

Geçenlerde evin oralarda turluyorum. Sidestreets diye bir sanat merkezi var, girişinde İsveçli yönetmen Ingmar Bergman'ın film gösterimi afişlerini görünce içeri damladım. Bergman'ın seçmece 7 filmini İsveç Büyükelçiliğinin katkılarıyla gösterilecekmiş. Şans, güzel şans.. Şimdi şöyle düşünün, Amsterdam'daki Türk büyükelçliği Orhan Pamuk'ı onore etmek adına kitap okumaları falan düzenliyor. Sonra kopacak tantanayı hayal etmeye çalışın.

Bugünlerde en çok dinlediğim şarkı da Led Zeppelin'in Immigrant Song'u. Şarkı, Vikingler'in yıkıcılığını yine Vikingler'in ağzından seslendiriyor.

Buzun ve karın topraklarından seslendiriyoruz.
Sıcak kaynağın aktığı geceyarısı güneşinden
Tanrı'nın çekiçleri...
Gemilerimizi yeni topraklara süreceğiz
Gülerek ve ağlayarak kalabalıklarla savaşmak için


21.02.2009

Örülmüş Belleklerimiz

Yeşim Ustaoğlu / Bulutları Beklerken

Bu ülkenin geçmişine dair sıkı sıkıya nakşedilmiş, örülmüş belleklere sahibiz. O sıkı sıkıya örülmüş ağdan geçmesi istenmeyen kısımda, bizden olmayana yaşatılan derin acılar var . Bizimse, o yaşanan acıları görebilmemiz için belleklerimizi tazelemeye ve sarsmaya ihtiyacımız var. Çünkü ancak acıyı gördükçe paylaşabilme yükümlülüğü hissedebiliriz. Ancak o zaman vicdani bir ağırlık taşıyabilecek kıvama gelebiliriz, ki buna ihtiyacımız var.

Yeşim Ustaoğlu filmleriyle örülmüş belleklerimizi sarsıyor, yıpratıyor. Ermenilerin, Kürtlerin, Rumların, Alevilerin, dindarların, gayri müslimlerin belirli periyotlarla acı çektiğini görüyorsun bu topraklarda. Gördükçe, o zaman aslında Bulutları Beklerken, neden taze belleklerimizde travmatik bir fırtınayla karşılaştığımızı anlayabiliyoruz.