"... Fermina Daza sunağın yanındaki insanların büyük çoğunluğunu selamladı, ama en son kalan yakın dostlarını sokak kapısına dek uğurladı; kapıyı her zaman yaptığı gibi kendisi kapatmak için. Gücünün son zerresiyle tam kapatacakken, boş salonun ortasında yas giysileri içinde Florentino Ariza'yı gördü. Buna sevindi; çünkü onu yaşımından çıkaralı yıllar olmuştu ve vicdanı unutuluşla arınmış olarak ilk defa görüyordu onu. Ama ziyareti için ona teşekkür etmeden,Florentino Ariza şapkasını, titreyerek, saygıyla göğsüne bastırdı ve yaşamının dayanağı olan yarayı deşti:
'Fermina,' dedi, "sana sonsuz bağlılık ve bitmeyen aşk andımı dile getirmek için yarım yüzyıl bekledim bu anı"...
Fermina Daza'nın ilk dürtüsü, daha kocasının cesedi mezarda soğumadan evin kutsallığına saygısızlık ettiği için Florentino Ariza'yı lanetlemek oldu. Ama öfkesinin ağırbaşılığı önledi onu. 'Defol' dedi..."
Gabriel Garcia Marquez | Kolera Günlerinde Aşk
kitap etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kitap etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
30.07.2011
28.04.2010
İnsan Ne ki Temiz Olsun!?
Kosmos
Orhan Pamuk'un Kar romanı Kars'ta geçer, Sadık Yalsızuçanlar'ın Gezgin'i gibi. Reha Erdem de Kosmos'u Kars'ta çekmiş. Filmde Kars bir dekordan öte yan karakter işlevinde. Zaten Kars'ta herhangi bi' Anadolu şehri değil. Bi' sınır kenti, şehrin belkemiği Rus mimarisi etkisinde, geniş sokaklar, taştan yapılmış Rus evleri...Herhangi bir doğu kentine benzemiyor.
Truman Capote, Soğukkanlılıkla* isimli romanında, 1959 yılında 2 gencin Kansas'ta bi' çiftlik evinde Clutter ailesinin 4 mensubunu 'nedensiz' yere öldürmesini ele alıyor. Neden sorusunun üzerinden gidip, katillerle, kasaba sakinleriyle, müfettişlerle uzun görüşmeler yapıyor, nedensiz görünen cinayeti bi' nedene bağlama gayretiyle.
Siirt'ten seri tecavüz haberleri var. Olayını vehameti, şehircilik aidiyetinin sikindirik korumacılığı falan hepsi bi' kenara, kaç gündür beynimi kemiren düşünce; 14 yaşından 70 yaşına kadar yaş skalasında ki bi' insan grubu tüm bunları neden yapıyor? Kötülük nereden doğuyor? En insanlıktan çıkmış halimi düşünüyorum, o anki halimi irdeliyorum, 2 yaşındaki bi' çocuğa tecavüz edip öldürmek yok hissettiklerim yada hissedebileceklerim arasında. Bende olmayıp 14 yaşındaki Siirtli çocukta olan ne? 70 yaşında birini mütecaviz olmaya dürtüleyen ne? Benim kötülüklerimi yapmayan biriyle aramdaki iyinin kötünün zıtlığı ne?
Kosmos bu soruların üzerine giden bi' film. Filmin 'meczup', 'ermiş' karakteri Kosmos: "Allah insanı doğru yarattı" diyor. İnanç pratiğim zayıf ama inanca sığınabilene, sevmeye sığınabilene çok imreniyorum. İnsan pür halde doğuyor, kötülük sonradan yapışıyor üzerine. Kosmos devam ediyor: "Yüzünü Allah'a çevirme". Biz yüzümüzü sevgisizliğe ve inançsızlığa çevirdik. O yüzden Kosmos köy kahvesinde: "Aşk istiyorum." diyor. Belki de14 yaşındaki çocuğun 2 yaşındaki kıza tecavüz edip öldürmesi insanlığın özününün meselesi. İnsan ne ki temiz kalsın!?
Kosmos'u bugün Moda'da bi' sinemada izledim. İstanbul Anadolu yakasında çok az salonda gösterimi var filmin. Şu ana dek 6000 civarı da kişi izlemiş. Yönetmen Reha Erdem'de çok fazla bi' rakam beklemiyordu zaten. Kosmos'a gitmek yerine popcorn filme gitmeyi tercih edeni anlayabiliyorum. Avamlığın kutsanması değil. Kosmos hazmı zor film, sonuna kadar tat veren değil acı çektiren, izleyicisiyle mücadele eden bi' film; ancak film bitip koltuğa yapılık kaldığından tadını alabiliyorsun. Aynı hazzı yaşayamayacakları ayıplamak bi' halta yaramaz, kaldı ki yönetmenin bile aştığı bi' durum bu. Gönül 6000 yerine 60.000 rakamını isterdi. Ama illa teselli mahiyetinde bi'şeyler aranacaksa sevinin. Reha Erdem sineması diye bi'şey var artık, bu topraklarda nüvelenen.
22.03.2010
Orijinali
Cengiz Aytmatov / Gün Gelir Asra Bedel
"Bu yerlerde trenler doğudan batıya, batıdan doğuya gider gelir, gider gelirdi... Bu yerlerde demiryolunun her iki yanında ıssız, engin, sarı kumlu bozkırların özeği Sarı Özek uzar giderdi. Coğrafyada uzaklıklar nasıl Greenwich meridyeninden başlıyorsa, bu yerlerde de mesafeler demiryoluna göre hesaplanırdı. Trenler ise doğudan batıya, batıdan doğuya gider gelir, gider, gelirdi.."
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)